22 Ağustos 2010 Pazar

MEDHAL

Bu mübarek çalışmamıza girerken sadece ve sadece Yüce Türk Milletinin milli, manevi, siyasi, iktisadi ve ahlaki menafii göz önünde bulundurularak adeta durumdan vazife çıkarak tarihçesi binlerce yıla dayanan ve turfan şehrinde neş’et edip bütün dünyaya hakimiyet kuran öz be öz Türk sebzesi olan bu vesileyle birçok darbı mesele ev sahipliği yapan hıyar sebzesine karşı milli vezaifimizi müdriken yapılan bu çalışmamızın hayat seyrini özetleyecek olursak kitabımızın ön kısımlarına akademik olarak hıyarın tarihçesi ve günümüze kadar gelirken başından geçen serüvenini çeşitli kaynaklardan ve ziraat fa­kültelerinden istifade ederek kaleme almaya sa’yü gayret ederek kendi konusunda bir ilki gerçekleştirmeye çalışırken ileride yapılacak çalışmalara ayak vermeyi amaç edindik. Ciddi ve akademik bir hıyar faslından sonra dünyamızın ve memleketimizin bazı problemlerini hıyar üzerinden dillendirerek teşhis ve tedaviye yönelik önerilerde bulunmayı azmettik. Hakikaten Harname çıraklık dönemimize, İnsanname kalfalık dönemimize tesadüf eyleyüp Hıyarnamenin ise ustalık faslı şerifinin bir ürünü olmasından ve insanımızın sıfır sıfır rizikolu ve aşırı alınganlığını göz önünde bulundurarak hiçbir kim­seyi asla ve de kat’a tenkid etmeden zaten yeterince insaoğlunun fazlasıyla hizmetinde bulunan ve kahrını çeken ona zevk ve hayatına renk ve ahenk katan mübarek hıyar sebzesi üzerinden sesleneceğiz. Ancak bu hıyarları ince mercekleri altına alıp kendilerine benzetmeye gayrette ısrar edenleri hıyarlarla baş başa bırakıyoruz.
Sabahleyin kadim dostum küfre, zındıka ve münafakata galebe terbiyesiyle yetişmiş Galip Boztepe efendiyle mükalememizde ken­dilerine turşu kurmak istediğimizi ve hassaten çok tazavvuk eylediğimiz çengel hıyarından istifade ettiğimizi ancak bıldırki sene kurduğumuz turşunun genellikle ucuz olması hasebiyle kırık, yarık ve de çürük hıyarlardan müteşekkil olduğunu ve hepsinin küflendiğini ve çöpe atmak zorunda kaldığımızı ifade edince Galip Efendi Ha­vacem bırakın çürük kırık ve de yarık hıyarı lekeli hıyardan bile turşu kurulamayacağını çünkü turşunun hikmetinin bu sebzenin bir vesi­leyle ömrünü uzatmaya matuf olduğunu binaenaleyh herhangi bir zedelenme ve çizik bulunmasının bile turşuyu ifsat ettiğini bize adeta bir ders gibi öğretmiş ve bununla da kalmayıp Havacem biz Kayseri’de elma stoku yapıp buzhaneye gönderirken bile onların arasına hafif bir lekelisini bile sokmamaya gayret ederdik diyerek üzümden de misal verip bir sepet üzüm düşünün eğer içlerinde bir tane çürük varsa o bütün sağlam üzümler o çürüğü düzeltemezken bir tane çürük bütün üzüm meyvasını zaman içerisinde çürütüp ifsat etmek­tedir. Haddi zatında insanoğlunun uzuvları için de aynı şey geçerli­dir. Meşhur rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’nun bir sözü şöyledir: Bir tel kopar düzen baştan bozulur. Bu serencam sosyal ve ahlaki açından da aynı şekilde tezahür etmektedir.
Hz. Mevlana Celaleddini Rûmi “kötü arkadaş zehirli yılandan daha tehlikelidir ki Allah hakkı için bu böyledir” diyor mübarek Mesnevi’sinde. Demek ki bütün hayat üslubumuzda düzeltmeye kadir olduğumuz oluşumları düzeltebiliyorsak düzeltmeye çalışmalıyız. Ancak kanser olmuş bir uzvu taşımanın hamakatten ve diğer organlara tezellümünden başka bir şey değildir. Demek ki sağlam olacağız, dürüst olacağız, dik duracağız, elimizden gelen bütün res­torasyon faaliyetlerimizden sonra bir işin veya kişinin adam olmaya kesinlikle asla ve de kat’a niyeti yoksa hemen münasebetlerimizi kesip faaliyetlerimize devam etmekten başka yoktur çaresi diyoruz.
Vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder