22 Ağustos 2010 Pazar

ARZ-I MERAM

Harname, İnsanname ve Hıyarnâme kitaplarının aslında birbirinin müteselsilen mütemmimi olup bütün bir külliyat oluşturduğunu bu kitap dizisinin birbirinden etle kemik misali ayrılamayacağını idrak etmek gerektiğinin altını çize çize ifade etmek isterim.
Birinci kitabımızın eşekle ilgili olması pek tabiidir ki eşeğin dilinin olmayışı ve insanoğlunun elinde müstemleke çocuğu muamelesi görmesi münasebetiyle herhangi bir problem yaşanmadı. Kaldı ki eşek kitabı bizim çıraklık dönemimizin mahsulü olması hasebiyle muhtemelen yapmış olmamız nakısatın müşarünileh olmasına rağ-men o dönemi iyi kötü atlattıktan sonra birkaç tane eşek hakları ha­varisi önceleri tavırlandıkları halde encamında kitaba sarılmakta necat bulmuş ve aslında bu tetebbuatı biz yaptık deme hamakatini vehmeylediler.
İkinci kitabımız olan İnsanname’ye gelince fasikül fasikül yazılıp neşredildikçe bize aferin işte kitap dediğin böyle yazılır haydi devam, devam canın sağolsun yaftaları birilerinden talimat alıp kiralık kalem katili vaziyeti alındıktan sonra her türlü ifsad, tehdit, iftira, şekva, fi­ziki ve psikolojik mudarebat binaen aleyh kendilerinden kurtulup yollarımızı ayırdığımız mahlukatın daha önceleri sahte dost olarak ve bilahare de açık düşman olarak gündemlerine malzeme edildik. Bu zavallı zerzevat kendileri bize her türlü zulmü reva gördükleri halde şu zehaba kapılarak biz bu gurebaya her türlü ifsadatı uyarlayıp bunu kendi kendimize tanıdığımız tabii bir hak kabul edip vatka ki gurebanın da kendisini savunup meşru müdafaa faslına geçince eleman aman ha sen bizimsin sakın ha bize darbe vurma dereke­sinde buldular kendilerini…
Hz. Mevlana diyor ki bir kişi dağa karşı ne derse aynısıyla muka­bele görür. Dağa karşı bir eşek anırsa dağ aynıyla mukabele ederken yine aynı dağa bir bülbül şakısa dağ aynı mütekabiliyet esasıyla şakıyarak mukabelatta bulunur.
Kaldı ki bizim çalışmalarımız tamamen sanal olup yanlışı tenkid doğruyu teşvik üzere inşa edilmiştir. Kimse bize sataşmadıkça bizim kimseyle hiçbir sorunumuz olmayacağını ifade etmekte fayda müla­haza ediyoruz.
Üçüncü çalışmamız olan Hıyarname yazılarına gelince insanlarımızın fazlasıyla günahkar olması ve ahir zamanda kendi şahsi se­mirtileri için her türlü hırsızlık ve arsızlıkları meşru gördükleri ve hemen hemen her mahlukatın her türlü suça alet olması veya en azından seyirci olup bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi­nin hakim olduğu bu garip dönemimizde insanların çok duygusal davranıp bir konuşma veya yazıda tenkid edilen bir suça getirilen yo­rumlardan rahatsız olup hemen suçluluk psikozuna girip eyvah beni yine yazdı deyip feryadı figan koparanlardan imtina edebilmek için asla ve de kat’a tenkid bazında hiçbir insanatın adına kalem sürtmeyeceğimizi sadece ve sadece doğruya doğru yanlışa yanlış deyip yorumu karilere bırakacağımız ve hatta hiçbir kimsenin zarar gör­memesi için hıyarname kitabımı dünyanın en pahallı ve aynı za­manda en ucuz ve en bol olan adeta hayatımızı baştan başa kuşatan hıyarı muazzamaya ithaf ederek bu dünyada bir ilke imza atmanın şerefini yaşamayı zevkle ifade etmek istiyorum. Muhterem kariler artık eşeğin, insanın, Hıyarın’da müstakil birer kitabın olduğunu hem de bu üç realitenin birbirinden gayrı musallah olamayacağını hatta gerekirse insanın akıldan gayri musallah olduğuna şehadet aedildiği halde bu dünyada eşeksiz, insansız ve hıyarsız bir hayatın anlamının olmadığını önem ve ehemmiyet sıralamasına gelince eşeğin ve insanın kesinlikle hıyara muhtaç olduğunu; Hıyarın bunlara göre daha zavallı ve ömrünün kısa olmasına rağmen hıyar kesinlikle hiç­bir varlığa muhtaç olmayıp minnet duymadığı biraz su ve biraz top­rak bulan bir hıyar çekirdeğinin adeta bir sofi kadar kanaatkar olup hayatiyetini sürdürdüğünü ancak insanoğlunun ve eşeğin hıyarsız yapıp edemeyeceğini bunlar içün hıyarsız bir hayatın hiçbir anlam ifade etmiyeceğini belirtirken, Yüce Çalab’ın kitabında da hıyardan bahsedilmesi ve yine Resulullah’ın hıyar mevzuunda hadis irad buyurmaları konunun önem ve ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Yüce Çalap hıyarımızı bol eyleyip bizi hıyarlık yapanların şerrinden halas eylesin.
Kalemimizden ürken zevata da hayırlı bir haber vererek bundan böyle yazacağımız yazılarımıza
E. J. Kd. Alb. Necabettin Ergenokon beyle
E. Prof. Dr. Ali Murat DARYAL beyin hakemlik yapacaklarıdır.
Hayır biz bunu da kabul etmiyoruz diyen varsa onlara da lütfen herkes kendi işine baksın demekten başka söyleyecek hiçbir şey bulamıyoruz.
Dördüncü kitabımızın da adını koyarak deneme faslının devam edeceğini ve bu çalışmamızın adının da Karmakarışık Yazılar olacağını okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.
Sa’yü gayret bizden
Tevfik Yüce Çalap’tan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder