Malumunuz olduğu gibi konjonktür: 1) Hal ve şartların tayin et-tiği durum 2) Bir memleketin sosyal, iktisadi, siyasi nüfus vb. yapısı-nın bağlı olduğu unsurların tamamı.
Konjonktürel ise konjonktürle ilgili, konjonktüre bağlı anlamları yüklenmektedir.
Taibatıyla bütün canlıların bu kavramları uzaktan yakından kendi yaratılış, cibilliyet ve eğilimine ve tercihine göre münasebetleri söz konusudur. İşe hayvanlardan başlayacak olursak ehlileştirilebilen hayvanların hemen hemen hepsi istisnasız konjönktürel varlıklardır. At, eşek, katır, inek, boğa, it gibi hayvanat insanoğlunun konjönktürüne boyun eğmekte çareyi buldukları halde, ayı, kurt, çakal, kaplan ve arslan gibi hayvanat ise özgürlüğünü her türlü değerin üstünde tutarak konjönktürel olmaktan imtina edip bağımsızlığın tadını çı-karmaktadırlar.
Nebatata gelince bazı hayvanların da tercihlerinde görüldüğü gibi coğrafya, mevsim ve hayat şartlarını seçici olmuşlardır. Amma vela-kin hıyar zerzevatına gelince bütün mahlukatın içinde ilk sırayı kimseye kaptırmayacak kadar konjonktürel bir sebzedir. Hıyar sera maharetini de sonsuza kadar istimal eyleyip biraz toprak biraz da su bulduğu mekanda hemen fışkırıverip çevreye her türlü uyumu sağ-lamakta adeta mahirdir o. O hıyarın dili olup bir de konuşabilse sizi temin ederim o Müslüman ile Müslüman Hıristiyan ile Hıristiyan Yahudi ile Yahudi, Ateist ile Ateist, Hümanist ile Hümanist, hatta komünistle komünisttir. Sebzecilik yaptığınız mekanda her türlü sebzeleri ekip tarım yaptığınızda veya yapanlarla hasbihalinizde tes-bit edebileceğiniz gibi bütün sebze envaı kendi sınırlarını bilip bütün komşularıyla paylaşabildiği halde hıyarın böyle bir edebi olmayıp bir gecede bile etrafındaki komşularını kapatacak şekilde filizlenip adeta bir sarmaşık gibi sarılır. Geçenlerde yine sarhoş imamlar tekkesinde sohbete dalmışken Bahçıvan Mehmet Efendi Hendek Kazimiye köyünde sebzecilikle iştigal ettiğini Biricik Efendi ile beraber tarladan hasat toplarken hıyarların domateslere galebe çalıp onları ifsat ettiklerini ve domateste üretimin düşük olduğunu üzülerek şu cümleyle ifade etmişti.
“Ah ben ne domatesler yetiştirecektim amma velakin şu hıyarlar bir müsaade etse”
Görüldüğü gibi hıyar her yere uyum sağlayıp bütün hayata bila kaydüşşart uyum sağladığı halde sonuçta ferdi menfaatini hep ön planda tutup eninde sonunda ne yapıp edip bir şekilde kesin hakimiyet tesis edip semirtip somurtmaktadır. Evet görünürde hep çevreye intibak eden hıyar neticede hakimiyetini kotarsa da bir haftalık bile olmayan ömrü için bu kadar fitnenin keenlemyekün olduğu ka-çınılmazdır.
Esas sadede gelecek olursak bugün içinde bulunduğumuz dünyevi ve iktisadi hayvan anlamında insan hemen hemen bütün moral değerlerini yitirip sınırını, hadini, edebini, ahlakını ve haysiyetini rafa kaldırıp seküler olmak, daha seküler olmak, en seküler olabilmek için bütün iktisadi, siyasi ve fiziki güçleri temerküz eyleyip elinde Mu-sa’nın asası gibi taşımayı yeğlemek için idrar teşarşürünü en marjinal noktasına kadar yaşayıp haz üstüne haz keyif üstüne keyif çatmak için ne gerekiyorsa icra edip ve bütün güç odaklarıyla da pas-laşma vehmedip dareynini mamur içün konjonktür dinine duhuliyet ve icabatı ne gerektiriyorsa her türlü zillete şapka çıkaran mahluku ucubatı harabatı hıyarata ey konjonktürel adamcağız sana soruyorum: Eğer Hz. Resulullah Mekke’deki konjonktüre göre hareket etseydi belki başına hiçbir sıkıntı gelmeyecekti amma bugün yeryüzünde bir tane Müslüman’a tesadüf edilemezdi.
Yine Hz. Kur’an en büyük konjonktürleri ortadan kaldırmadı mı?
Yine Hz. Atatürk konjonktüre göre hareket etseydi bugün Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet söz konusu olamayacaktı. Mustafa Ke-mal’n ben size ölmeyi emrediyorum komutunun dünyadaki bütün konjonktürlerin dibine dinamit koymamış mıdır?
Yine kendi döneminin en büyük konjonktür adamı olan ve Selahattin Hocamızın ifadesiyle eş durumundan paşa olan Enver’in ça-baları ancak ve ancak başta kendisini bilahare tarihteki en büyük Türk devletini ifsat etmemiş miydi?
Demek ki konjonktürel olmakla belki zevahiri kurtarmış olup gününüzü gün etmiş gibi kendinizi kandırmış olacaksınız amma bana soracak olursanız ve bu kadar nasihatten de nasibinizi alacak olur-sanız eğer hayat üslubunuza çeki düzen verip doğruya doğru yanlışa yanlış diyemezseniz bir gün gelecek ki çok ama çok geç kalmış ola-caksınız. Belki kendinizi uyanık zannedip dostlarınızla birlikte etra-fınızı ve manevra alanınızı talan edip milli hasıladan onlarca kişinin payını gasp ve tecavüzle birkaç tane fazla kebap telef edip kollestrolünüzü azdırıp biraz da birikiminizle bina bilahare de rükünattan olan zina icrası eğer ona da yüreğiniz yetmiyorsa biraz din istismar-cısı iseniz mut’a veya onu da yapmanıza cesaretiniz yoksa bol miktarda curufiyat mukalkalesiyle nefsi zebununuzu meşgul edip esfelessafilinde ikamet buyurup vakti gelip çatınca “Ah keşke mecnun olup Arafta ikamet etseydim” diye içerleyeceğinizden haberiniz mutlaka vardır. Ancak hıyarlığa çare yoktur size nasihat de nafile. Encamında belanızı konjonktürünüzde enkaribüzzamanda bulasınız inşallah. Vesselam…
22 Ağustos 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder