Hıyaristan sakinleri çok mutazarzır bir garibi pür fakiri kendilerine benzetmek içün uzun yıllar talim ve taallüm etti, amma ve lakin fıtrat bu ya bunu bir türlü başaramadılar. Genetik ilmine göre yeni ismi kimse kimseye benzemediği gibi milyarlarca insin ve cinnin parmak izleri dahi farklı. Ne yapalım yapan Çalap böyle takdir buyur-muş. Herkes tornadan çıkmış gibi yuvarlak olamıyor. Bazen de olsa bazı mahlukat hıyartoların değer verdiği ve hatta mabut edindikleri dareyn-i evvele ehem vermez amma ve lakin nasıl olur da sen farklı olursun. Biz ki bütün insü cinni çalabı ve yaranı kafaya alup çiluçiller içun secde edup kul sorunca mabuda, haddi zatında derunda emtiaya tapınır dururlar. Onsuz yapamazlar, onsuz edemezler, onsuz uyuyamazlar, onsuz tapınamazlar. Eee onlar öyleyse ne yapalım, biz de onlar gibi mi olalım haşa ve kella.
Bugün taamhaneye vasıl olurken kadim dostu kalleşim ki, o bir cancanı ehven kışın küser baharda barışırdı. Yine bu günlerde kara-kış bastırmış gureba soğuktan feryadı figan eyleyüp baharın enda-mını gözlüyordu ki istemeyerek göz göze gelmiştik. Sanki ilk defa karşılaşmış iki yaban ayısı veya zavrak hıyarı gibi kerhen kafa salla-yıp yola revan olundu. Hey zavrak-ı zavallı yaşın ve de başın kemale erdi. Bu kadar tedbire gerek yok, dedikse de sen birkaç kübebatı necise içun hıyaristan iktidarına ters düşerim endişesine kapılmasına kapıldın; ancak bu tavrın bizim içun tecrübe sayılmadığından sadece ehveniyatının çay tazeler gibi tazelenmesini tekerrür etmiş oldun, hepsi bu kadar, başka bir vezaif yaptığını sanma. Kazara hıyaristana bu fakir-i hakir sultan olsa husye yağlayacağından hiçbir endişem müşarünileyh değildir. Ol zaman sen ve senin gibiler gelir kovulur, gelir yine kovulur, gelir yine kovulur. Neticede kovan kovmaktan uta-nır, bıkar ar eder. Ancak mahlukatı zülkar kendini kabul ettirene kadar gider gelir, gelir gider. Ne diyelim Rabbim size umur vermesin, ömrü rezileniz harap olsun. Rezillik bu. Rezil olmayan sizinle teşer-şür yapamaz. Çalap reziletinizde sizi ve tüm ehveniyatı daim kılsın. Ömrünüz bir gün kadar kısa, bir gece kadar karanlık olsun. Amin! Sizler beynimi sulandırdınız. Bu kadar tecrübeyi bir milyon yıl yaşa-sam kullanacak yer ve mekan bulamam. Tezgahınıza tezgah rezilli-ğinize rezillik kavuşamaz. Behey utanmaz hıyaristan hıyarları tipinize tip, işinize iş, kuşunuza kuş, çişinize çiş, kelinize kel, müfteriyatınıza iftira, hülasa hiçbir kabiliyetinize ve hiçbir oyununuza oyun bulmak namümkün. Çalabın bile tezgahını karıştırdınız bu fakir-ül hakir size ne yapsın. Vakti zamanında bütün insi cinni hayvanat ve nebatat-ı bilgilendirdim diyerek bu hıyar şizofren dediniz. Güzel çok güzel sahibim ve ecdad-ı mübarekem, Çalabım ve Şeyh Mustafal Artani duysun. Amin! Bu hakir ki bir ocağa mensup olup nice tımarhanelerin ıslah ve terbiye edemediği, zararından emin olunmak içun elleri, ayakları zincirli zevatı fukarayı kader asırlardır getirilip gerek ecdat ve gerekse ahfadın dua ve temennisiyle biiznillah şifa bulup beytlerine avdet olunurlar. Amma pek tabiidir ki bütün sağlıklı ins şizofrene müptela olanlar tarafından dert ehli olarak vasıflandırılırlar. Bu değerlendirme çok masumane olduğundan onlara söyleyecek hiçbir şeyimiz yoktur. Fakat sizin emeliniz farklı. Ne yapalım tek çaremiz yine yüce Çalaba yakarıp tez zamanda meczuplaşıp ocağıma düşmenizdir emanallah. Hey Yüce Çalap eğer ocağın haktansa beni unutma. Hey Mustafal Artani sülbün mazarrat altında dehşetül vahşet planlara düçar olunup can çekişmekte eğer sende ve ecdadında bir lahza keramet varsa göster. Eğer yoksa onu da göster. Hey Yüce Çalap bu fa-kirin soyunda biricik bir sevgilin varsa onun zatı hürmetine medet, medet, medet… Eğer böyle bir güç yoksa sözümü türkü zannet en azından hıyaristanın türküsü olması sadedinden. Neyse şizofreniyi hallettik sıra kitapta. Ser hıyarı azam efendi hazretleri bütün ecmaini gezip bu hakirin kitap düşmanı olduğunu dillendirdiniz. Bu da güzel. Hakikaten bir kelb kitaba buhtan eylemiş ise ona en ağır yaptırımlar yapmak bütün ins ve cinin vezaifi olsa gerektir. Bu vazifenizi de faz-lasıyla yerine getirdiniz. Sizleri hakikaten tebrik etmek gerekir. Bu tebrik sadedinden siz bütün hıyarları kovaya kor temiz bir yıkadıktan sonra hepinizi kemali afiyetle yerim. Bırakın kitabı ben şahsen ABD’lileri ve kültürlerini hiç sevmememe karşın birisi tomix teksas çizgi romanlarına hakaret etse onlara bile tavır alırım. Onun için siz hıyaristan ehlinin yaptıkları karşısında şapka çıkarmamak namümkün. Ancak olmayan aklımla bu abdi acizi bunalıma sokan şeyi anlatmakta sizin de güçlük çekmeniz gerekse kanaatindeyim.
Bu fakiri ortadan kaldırmak içun bilip bilmediğiniz yer altı ve yer üstü faaliyetlerinizi strateji uzmanları bile anlamakta zahmet çekiyorlar.
1- Bu hıyar eğer şizofren ise bu kadar uğraşmaya değmez.
2- Yine bu hıyar kitap düşmanı ise onu affetmeye hiçbir kimsenin gücü yetmez. Bunu da anladık ve müttefik kaldık kanaatindeyim.
Anlamakta ifsad olduğum şey sakın ha ola ki şizofrenle taama gitmeyiniz. Hele hele bu hıyar kitaba bühtan eylemişse ona taam değil necaset bile fazla gelir. Hemşehrim yeter bu kadarı da fazla. Yüce Ça-labı kızdırıyorsunuz. Onun faturası çok keskin olur. Altından hiçbiriniz kalkamazsınız. Siz hıyar olarak kaderinize mahkûm olup cümle aşçıların rendesinden geçip cacık olun. Sizden başka istenilen bir şey yok. Şüphesiz ki her hıyar kendi tarlasında ağırdır. Hıyarın mezarı olmaz. Eşeğin Nevşehir’de koca kulak baba adında yatır olan meza-rına şahit olduk. Dünyada insanların ve birçok hayvanatın mezarı ol-duğuna , mesela Avrupa’da kedi, köpek, Anadolu’da leylek, eşek v.s. hayvanların mezarlarına tesadüf etmişizdir. Ancak hıyar ve hıyaroğ-luhıyarın asla ve de kat’a mezarı olmamıştır ve olmayacaktır. Hıya-rın en son makamı çürüyüp gübre olmaktır. Çünkü mezar ve makam sahibi olabilmek için önce beyinli, bilahare mutlaka omurgalı olmak şartı vardır. Kainatın hiçbir yerinde omurgasız bir varlığın mezarına tesadüf edilememiştir. Çünkü yüce Çalap bizlere omurga bahşetti ki onunla dik duralım ve onunla tavır koyalım. Neticeten yaptığımız tetebbu atta hıyarla sümüklü böceğin omurgalılık konusunda birbirinden farkları yoktur.
Hıyaristan ehline ehem nasihatimdir. Çok yalan söyleyen sonunda çok iftira etmeye alıştığından ötürüdür ki, bu iki rüknü ehvenatı yerine getirmenin encamında, yerli ve yersiz bol mak’addan osurma vaki olur ki bu derdin devası ancak dikişle mümkündür.
Canibimdeki bir hinnik hıyara gelince; anlaşılan belediye nimetlerine çok alıştın. Doğrudur belediyelerde her türlü imkan vardır. Bu imkanlara alışanlarda her türlü kaşıntı marazı olup bu alışkanlıkla-rından kolay kolay vazgeçemedikleri gibi eski hıyarattan dostlarım bu fırsatlarını kaybedince kalan ömürlerini ahı vahla geçirdiklerine de şahit olmuşumdur. Bu zevata da tahattürüm belediyelerin bütün imkanları meyanında serseri olsun, başıboş olsun, sahipli olsun, sahipsiz olsun, akıllı olsun, akılsız olsun belediyelerin köpek itlaf me-kanizmasının ve bol miktarda zehir ve de kuşun bütçesinin olduğunu da unutmayın. Bir gün sıra size de gelecek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder