Üstad N. F. Kısakürek’in dediği gibi
“Biblo şeyh etrafında balmumundan müritler,
Ellerinde anahtar kapı açmaz kilitler”.
Muhtasaran her şeyin olduğu gibi fikrin de fahişeliği vardır. Ahlak fahişeliği, ruh fahişeliği meslek fahişeliği ve en çok ihmal edilen işlenmesine değer verilmeyen fahişelik bence fikir fahişeliği olsa gerektir.
Herkesin hocaları büyükleri üstatları olduğu gibi bizim de değer verdiğimiz sözlerini söz izlerini iz kabul ettiğimiz muhterem büyüklerimiz vardı. Bunları da sıkı bir elemeye tabi tutup özel bir itina ile kendilerine bağlılığımı perçinlemiştim. Yediğimiz içtiğimiz ve defül hacet yaptığımız mekânlarımız bile ayrı düşmezken, onlarca yıl şaklabanlığını ve maskaralıklarını bir rütbe gibi benimsemiş milli ve manevi hizmetler muvacehesinde dokunmadığımız bam teli kalmamıştı. Her halükarda ve her tehlike karşısında yanlarında dik durmamıza rağmen, zevatı mezbureden bazılarının kötü alışkanlıklarını defaten bizi bulaştırmamaları ikazımıza rağmen; “Sanki ben yarattım edası ve kavliyle yolunu keserim ha! Tahtını tacını deviririm ha! Seni silerim ha!” Tehditleri yanında kutsallarına düşmanlık edenlere hizmet servisine mecbur olduğumu öğrenince adamcağızlara isim vermeden hafif bir kalem sürdük, canibi kudurdu.
Kibariyyun da, strese girerek “Aman ha! Bir daha gelme kötü şeyler olur” dedi. Bunu kendilerine yakıştırmayıp inadına makama gittiğimde Kibariyyun yine strese girip “ Aman ha! Buraya gelme kapatıyoruz. Zaten ben de bir daha buraya gelmeyeceğim” dedi. İyi güzel ben de bir daha gelmeyeceğim. Siz benden kurtuldunuz. Binaenaleyh oradan üç defa kovulmuş tekrar ısrarla davet edilmiştim. Benden zamanında vazgeçseydiniz bunlar olmayacaktı. Ben şimdi sizi anlıyorum. Size tabi olacak insan, eyyamcı olacak her şeyinize evet diyecek, işi bitince silinecekti. Doğru olanı konuşmayacaktı, yazmayacaktı, desteklemeyecekti. Özetle tavırsız olacaktı. Üzülmeyin toplumun hepsini bunlar oluşturuyor. Zaten hepsini siz muallimler yetiştirdiniz, vatana millete ve vatan şehitlerimize hayırlı olsun.
Benim sizden son istirhamım, bir daha yapacağınız milli ve manevi faaliyetlerinizin başında şu açıklamayı yaparsanız samimi insanların duygularıyla istihza etmemiş olursunuz. “Oturumlarınızın kapısına bu odada yapılan bütün konuşmalar, kişiler ve kurumlar tamamen sanal olup eğlence maksatlarına matuftur”.
Muhterem büyük üstatlar sakın ha! Riske girmeyin, sakın ha! Doğru konuşmayın, sakın ha! Doğruyu yazmayın ki bu milletin evlatları da sizleri okuyup idealist gömleğini giyip benim gibi dört taraftan psikolojik yaptırımlarınıza maruz kalmasın. Yolunuz açık olsun zamanınız az kaldı.
Benim bütün tavırlarımın Hukukullah dairesinde olduğunu düşünüyorum. Eğer yanlış yaptığıma ikna edilebilseydim kendimi düzeltmeye hemen başlardım. Ancak sizler de biliyorsunuz benim kim olduğumu, fakat sizin idare-i maslahat politikanız milleti sıfır rizikolu tavırsız neferata tahvil etti. Artık toprağınız, hattınız, konferansınız, sohbetiniz sizin olsun. Kendiniz gibi tavırsız insanlarla çalın oynayın, yiyin için rahatlayın diyemeyeceğim. Çünkü derdi olanın rahatlamaya ihtiyacı vardır. Siz sadece huzur refah ve kebap üçgenini tercih ettiyseniz hayırlı olsun. Afiyet olsun demekten başka bir şey bulamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder