26 Temmuz 2010 Pazartesi

KARABABAZADE KADİR AĞA (ÇAĞDAŞ BİR İMPARATORUN ÇÖKÜŞÜ)

Vaktinde Adıyaman’da ticaret, ağalık ve siyaset üçgeniyle hayatı mamur olan Kadir ağa’nın kafasına girip onu çukura yuvarlayıp ondan istifade edip arkasından kahkahalar atan sahte dostları Yusuf Efendi, Gavur Ali, Alikanlı Remo özel yöntemlerle Züğürt ağa filmindeki gibi ağayı iştahlandırarak Dersaadet’e yerleştirdiler. Ağa Efendi iki ay Adıyaman’daki evinde iki ay İstanbul’daki evinde kalır, onun gidiş ve gelişleri de tören gibidir. Onlarca evladı iyali vardır. Bölgenin bütün siyasi ve gurebası ona misafir olur gâh mebuslar gâh reisler onun sofrasında nemalanır yerler içerler giderler ve bir daha gelirler. Bu meyanda Kadir ağa büyük işlere imza atar ancak işinin başında duramaz. Sürekli züğürt itleri kendine ortak aldığı gibi serveti de onlara emanet edip gezer. Sırasıyla Sultanahmet’te Hotel Stop, Elif pide lokantası, Üsküdar’da lokanta, Üsküdar’da iplikçilik serüveni, Kadıköy mandıra caddesinde Anadolu yakasının en büyük marketi, en son olarak da Çamlıca’daki Dağ Tekstil fabrikası ve bir servetin nasıl sıfırlatılacağını aşama aşama film gibi seyrettik. Zaman zaman kendisini ikaz etmiş olmamıza rağmen nafile o adeta sıfırlanmak için yapılması gereken ne varsa hepsini yapıyordu. (Hayrullah Şanzumi, bir gün Kadir ağa’ya dedi ki; “Ağam malına mülküne sahip çık! Çünkü sen bütün fakirlerin babasısın. Bir gün gelir Hakcı Ali’ye de bakmak mecburiyetinde kalırsın! Dediyse de nafile… Bilahare Ali, Kuvva-i Milliyeci Fatma Abla’nın aşkına dayanamayarak Asitene’ye avdet edip Sultanahmet’de Karhane açtı. Yorum karilerindir.

Sonunda bu gayreti boşuna gitmedi ve iflas etti.

Evet, eski dostların hiç biri kalmadığı gibi onunla iztihza bile ediyorlardı. Neyse ki bir emeklilik uydurularak hayata tekrar dönmesi sağlandı. Kendisini tanıdığım kadarıyla eğer Kadir ağaya eski imkanları verilse yine akıllanmaz. Yaşadığı tecrübelerin ona bir şey kazandırdığına da ihtimal vermiyorum. O yine kaldığı yerden eski alışkanlıklarına devam eder. Neyse ki kardeşleri Yusuf, Osman, Mehmet ve evlatları Mahmut, Yasin, Tarık ve Halis eğitimli olduklarından fazla hırpalanmadılar.

Özetle Kadir ağa, hem iyi bir Türk milliyetçisi ve iyi bir Müslüman olduğu halde şerbet içmesini çok sever ve derinlemesine müsakeşe hizmetlerini de kesinlikle ihmal etmeden, dünya nimetlerinden marjinal noktasına kadar istifade etmiştir. Tanrı kendisini sevdiği için cezasının bir kısmını bu dünyada çektirmede kararlıymış her şeyin hayırlısı. Kadir ağa, biz ne desek boştur. Olan oldu, geçen geçti. Bu da geçer ya hu!...

Ama Kadir ağa’yı tanımak isteyenlere bu memleketin Kadir ağası bitmez. Tarihte ne kadar mebusu vardı bu milletin o da Adıyaman’ın seçimsiz mebusu idi. Kısacası züğürt de olsa ağa ağadır. Ancak siz yinede bir züğürt ağa filmini seyredin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder