26 Temmuz 2010 Pazartesi

TARİHTEN BUGÜNE REHABİLİTASYON

Eskiden dünyamızda batının disipline ettiği ne klasik, ne de modern anlamda rehabilitasyon merkezleri yoktu. Tabiat boşluk kabul etmediği gibi bu alanda da boşluk yoktu. Ancak bütün inanç mensuplarının dertlerini danıştığı kişi kurum ve kuruluşlar söz konusuydu. Mesela Hristiyanlar günahlarını affettirmek için keşiş efendilere içlerini dökerken, Yahudiler hahamlara ve imkânları varsa ağlama duvarına söyleyeceklerini söylerlerdi.

İnsanoğlunun mutlaka içini döküp rahatlayacağı bir merci söz konusudur. Masallarımızda anlatıldığı gibi kırsal kesimde yaşayanların kimseyi bulamayınca bir kuyuya eğilerek sırlarını döktükleri malumumuzdur. Yine yatırlaştırılmış, ulu veya teolojik havaya büründürülmüş çalılıklara nasıl bez veya çaputların bağlanarak dilek dilendiği herkes tarafından bilinmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hatta siz buna batıl inanç deyin, ne derseniz deyin bu gün birçok aydınımız hangi siyasi yelpazeye mensup olursa olsun gizlice muska taşıdığı ve mutlaka fal baktırdığı da maalesef bir realitedir. Biz bu tarihi serencamı bir bütün olarak inceleyerek insanoğlunun her dönemde dertleşeceği onunla hemhal olduğu kişiler, mekânlar ve de makamlar edindiği tespitinde bulunmaktan başka bir endişemiz olmadığını, bunun da doğru olup veya olmadığını ahlakçılara bırakıyoruz.

Pek tabidir ki her mensubiyetin ahlakçısının da subjektif olacağını bir kenara atmamak gerektiğini hatırlatmak isterim. Ömrümüzün büyük bir diliminin Asitane’de geçmiş olması ve mensubiyetimizin de kültürel olarak İslam olması bakımından bu cenahın alışkanlıklarını sıraladıktan sonra çağdaş anlamda rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerini de değerlendirerek bu faslı tamamlamak istiyorum. Asitane’de şifa veya başka şeyler dilemek maksadıyla insanlarımızın uğrak yerlerinin en meşhurları şunlardır.

1) Aziz Mahmut Hüdayi

2)Şeyh Devati Hazretleri

3)Mehmet Nasuhi Efendi

4)Karacaahmet Tekkesi

5)Şahkulu Dergahı

6)Üsküdar Mevlevihanesi

7)Özbekler Tekkesi

8)Selami Baba

9)Abdülfettah Bağdadi Akri

10)Balaban Efendi

11)Hindi Baba Tekkesi

12)Afgan Tekkesi

13)Yuşa Hazretleri

14)Akbaba Hazretleri

15)Yahya Efendi

16)Merkez Efendi

17)Eyüp sultan

18)Mehmet Emin Tokadi

19)Laleli Baba

20)Abdurrahman Şami

21)Bekri Mustafa

22)Tezveren Dede

23)Galata Mevlihanesi

24)Cerrahi Tekkesi

25)Cibali Dede

26)Sezen-i Ruhai Efendi

27)Ayazpaşa Evliyalarından Ali Murat Efendi hazretleri (Daryalizade)

28)Azeri Hüseyin Feyzullah Hazretleri

29) Zuhurat Baba

Birçok Sahabe, Padişah, Vezir, Gureba ve meşayihin mezarına ahvallerini sunarak rahatlayan insanların sırları ifşa edilmediği için herhangi bir dedikodu olmadığı gibi söz konusu vatandaşlar psikolojik olarak rahatlıyorlardı. Eğer istekleri yerine gelirse adak adayıp oradaki ziyaretçilere ziyafet çekme vesilesi olup birileri de bundan nasipleniyordu. Eğer dilekleri olmazsa bu yatırlara herhangi bir fatura da çıkarmayıp hakkımızda hayırlısı diyorlardı.

Günümüzde ilmin temayüz etmesi dolayısıyla bu hizmetler sistemleştirilmiş adına da psikolojik rehabilitasyon hizmeti, bu hizmetlerin yapıldığı kurumlara da rehabilitasyon merkezleri ismi verilmiş olup, buralardan hizmet almak isteyen insanlar fişlenerek bütün sırları da kayıt altına alınıp muhafaza edilip edilmediğini herkesin bildiği gibi bu merkezlerin birilerinin derdine deva olunduğu da bence meçhuldüler.

Neticeden insanoğlu her çağda ve her dönemde kendisine bir Marko Paşa bulup, hep onunla dertleşmiştir. Çalap ne dert versin nede derman aratsın çünkü mazlum insan her fırsatta zalimin bir vesileyle oyun ve oyuncağı olmaktan kurtulamamıştır. Bu fırsatçı inanç tacirlerinden deli kadro ile kavasımat Efendiler birçok mazlum ve mağdurun kazanımlarına teolojik maskeleriyle el koyduklarına defalarca şahit olmuş ve pişkinliklerine de hayret etmiştik. Neyse ki Kolağası ile Cengiz Efendi bunların haddini bildirmişti vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder