26 Temmuz 2010 Pazartesi

SONSÖZ (AHİR-İ MERAM)

İpsizrecepzade Savtul Muazzam müderris Emin Efendi’nin tavassutu ile Eşeknamemizi neşretmiştik. (Üçüncü Harname Eşek Kitabı) Eşek sahipsiz gariban, insanoğluna hizmetten başka hiçbir endişesi olmayan yegâne mahlûk. Onun için eşeği çalışırken işimizi titiz yapmamıza rağmen fazla bir sıkıntı yaşamadım dersem beni hoşgörün. Eşek yazarken yanlış veya eksik bir cümlenizden dolayı bir yaptırıma uğramanız söz konusu değildir. Ama İnsanname'yi yazarken tav’an ve kerhen büyük bir stres yaşadık.

Şüphesiz ki insan çok zalim ve de cahil. İnsan’ın cahili bir problem, eğitimlisi daha çok problemdir. İnsan’ın mantalitesine göre, onu sürekli taltif edeceksiniz. Ama hak etsin hak etmesin onu sürekli öveceksiniz, onu sürekli uçuracaksınız. Onu fiziki değil metafizik bir hüviyet kazandırarak gizem vererek sıra dışı ve olağanüstü iltifatlarla tezyin etmeniz hep beklenir. İnsanoğlunun iğne ucu kadar menfaatinin ihmal edildiği ortam onun için en çekilmez ve de dayanılmaz bir değerlendirmedir.

Ey insanoğlu insan! Kalemi elime ürpererek alıyorum. Senin hak etmediklerini yazmak diye bir mecburiyetimin olmadığını lütfen hatırla. Ben içtimaiyatçıyım. Vazifem sadece ve sadece durum tespitinden başka bir şey değil unutma. Yaptıklarına iyi veya kötü deme hakkını kendimde bulmuyorum. Çünkü bu ihtisaslaşma arenasında durum tespitinden sonra yorumu ahlakçıya terk ediyorum.

Evet, kendimizi, çevremizi, gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı bütün eksiklerimize rağmen hiç yazamamaktansa yazabildiklerimizi kaleme alarak yerli ve milli bir üslupla bir bakıma bu coğrafyamızın, Anadolumuzun sosyolojisini farklı bir yöntemle yapmaya çalıştık. Kim ne derse desin bu çalışma ciddi bir sosyolojik ve sosyolojist tespiti deruhte etmektedir. Pek tabiidir ki bu çalışma şimdiye kadar yaptıklarımdan tamamen farklı olacak. Şimdiye kadar tamamen akademik şablon söz konusuydu. Yani hepsini Müderris Musa Efendi’nin keyfine göre yazma mecburiyeti vardı. Artık bu mecburiyet ortadan kalktıktan sonra Müderris İpsizrecepzade Emin Efendi ile yaptığımız fikir teatisinden sonra Avrupa’da ilim adamları filozoflaştıktan sonra artık dipnot kullanmazlarmış diyerek bundan böyle dipnot kullanmaya asla ve kat’a yanaşmayacağım. Her halde ben gökten inmedim. Dünyada eğitildim. Ancak aldığım bilgileri kendi süzgecimden geçirerek sunmaya çalışacağım ki zaten bu üsluba da Deneme denilmektedir. Örneğin su her yerde sudur. Fakat herkes suyu kendi farklı kabına koyarak ona istediği şekli verir.

Saniyen bila kayd-ü şart, Kırk yıl hizmet ettiği ideolojisinden Hançer-i Rüstem tadan, Türkiye’nin en büyük ceridesinde, bizi Dede’lik makamına taşıyan ve bu naçiz çalışmamız esnasında her fasikül yazılır yazılmaz onun hemen çıktısını alarak büyük bir heyecan ve aşkla asrın en büyük organizasyonuna getirip önce Sezen-i Ruhai hazretlerine ve bilahare oradaki zevatı kirama dağıtmayı milli ve de ilmi bir vezaif olarak telakki ettiğinden dolayı Cerideci Muazzam, Mücessem Dehşel-ül Vahşet İlker Alpkaya Et Tarsusi Bey’e hizmetlerinden ötürü minnettarlığımı arz ederim.

Üsküdar Yalı Akademisi’nde Başöğretmen Yrd. Doç. Dr. Zeki Palabıyık Beye dedim ki; “Kitabımın önsözünde senden, son sözünde de Prof. Dr. Emin Gürses’ten bahsediyorum.” O da cevaben “Eğer bir kitabın başında da sonunda da bir Rizeli varsa o kitap semavi bir kitap sayılır”. Zeki bey ilahiyatçı olduğundan naşi, bu değerlendirmenin sorumluluğunu ona atfediyoruz. Yoksa öyle bir zehaba kapılmış değiliz.

Biz bu çalışmamızda baştan sona kadar müteselsilen tecrübelerimizi sıralamaktan aciz olduğumuzdan; hayatı kesit kesit vermeyi bir yöntem olarak seçtik. Ancak bazı zevatın kurtlar vadisi dizisinde olduğu gibi bu sanal değerlendirmeleri kendinden menkul bulup bulmamaları, hele hele ruberu tepki gösterme riskine bile girmeyi 00 rizikolu karakterlerine mütenasip görmeyip kiralık müderris ve insan kullanmaları ve bu tezgâhlara gelenleri Çalab hemen değerlendirsin derken Hayrullah ŞANZUMİ olarak bütün hayat savaşında sürekli muharib piyade olmayı tercih ettiğini, hiçbir zaman yardımcı sınıfa mensubiyeti içine sindiremediğini ifade etmek isterim. Vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder