Batı medeniyetinden bize ithal edilen mesleklerden biri de Hakçı’lık idi. Bu mesleğin erbabı hak alırlar hak satarlar, hakkı hak ile tartarlar. Cümle hayat işleri haktır hak.
Bunlar hak metaını hak ile tartarlar, bu metadan kesinlikle hak etmediklerinden fazlasını alabilmek için her türlü yalan, talan, fitne fesat ve müzevveratı tabii hak olarak bilirler. Haklı çıkabilmek için haklı haksız ne olursa olsun, üste çıkmak için her türlü melaneti mesleklerinin tabii seyri olarak telakki eder, kendi menfaatleri için hukukullah’ı bile yoktan sayarlar.
Hele hele müşarünileyh hak bir kulun veya herhangi bir canlının ise onu kendilerine göre tahvil etmelerini bir fariza olarak kabul ederler. Mamafih bu ithal meslek erkânı biraz da dindar veya musalli ise hem cinslerinin ateistini bile aratacak kadar ahlaktan gayri müsellah olurlar. Bizim camiadan da bunlardan azımsanmayacak kadar vardır. Onlar her fırsatta milli ve ahlaki meseleleri herkesten çok dillendirir buralardan kendilerine rızık çıkarmak için can atarlar.
Bunlardan bir tanesi Alloş Efendi idi. Din adına yapmadığı melanet kalmadı; diğeri “Lağımcı İso” idi. Dolandırmadığı kul kalmadı. Telefonlarında bile konuşurken heyecanlanır acaba muhatabımı nasıl kandırabilirim diye strese girerdi. Zekave ile iş tutmak için can atardı. Bir başka Hakçı da bayağı kartlaşmış olmasına rağmen pis alışkanlıklarından vazgeçmezdi. Bir ara bu işten vazgeçecek gibi olsa da şeytanı ona müsaade etmedi. Bu zat çok profesyonel idi. Asya ile Avrupa arasında kıtalararası muamelatını aksatmaz insanları söğüşleyememe ızdırabını dillendirir kendi yöntemleri ile geliştirdiği fitne metodlarıyla gurebayı mahkûm ettirir bundan zevk alırdı.
Amma bir taraftan da Tanrıyı kafaya aldığını zannederdi. Fakat bilmezdi ki yer, gök, ins ve cin ondan nefret eder, Azrail’den emanetini kabzetmesi için ilticada bulunurlardı. Zavallı, kendisini ahlaklı muntazam ve mütedeyyin zannedip meczubandan ilgi isterdi. Ya da dünya hayatında olduğu gibi metafizik ihtiyaçlarını da gargaraya getirebileceğini zannediyordu. Bu zat’ı ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bu kısmı okuyunca sahibi anlayacaktır. Kendisine hayırlı olsun.
Bu fani dünyada kandırabilecek birkaç kişilik ömrü kalmış olsa gerektir. Çalap, bizi senin ve senin gibi Hak tacirlerinin şerrinden korusun. Amin!...
Hakk’a sordum sen hak için “Keenlem Yekun”sun unutma!...
Neticeten edindiğim tecrübe, insanların mesleklerinin zamanla asli karakterleriyle imtizac etmesi şeklindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder